İskoçya: Yeşil ve Gri
- Ahmet Yagci
- 16 Ağu 2022
- 6 dakikada okunur
Birleşik Krallık’ı oluşturan dört ülkeden biri olan İskoçya, yemyeşil doğası, tertemiz havası, kendinizi ortaçağda yaşıyor hissettiren taş mimarisi, klanları ve kaleleri, irili ufaklı gölleri, lezzetli deniz ürünleri, meşe fıçılarında sabırla bekletilen viskileri, ulusal bir çalgı olan gaydası ve akıllarda kalan kalmayan daha niceleri ile her gezginin rüyalarını süsler her zaman. Ülkenin size sunduğu doğal güzellikler karşısında fotoğraf makinenizi elinizden hiçbir zaman düşürmek istemezsiniz. Ülke o kadar çok yağmur alır ki toprağın her köşesinde suyun bereketini hissedersiniz. Coğrafi, tarihi, kültürel, yeme-içme olsun ülke tüm güzelliklerini cömertçe size sunar her an. Özellikle Braveheart filminden sonra cesaret ve özgürlüğün sembolü haline gelen William Wallace karakteriyle gönüllerine taht kurulmuş birçok gezginin seyahat hayalleri arasına giren İskoçya’yı keşfetmeye hazır mısınız?

EDINBURGH
İskoçya’yı keşfetmeye başkent Edinburgh şehrinden başlayalım. Havalimanına indiğinizde çıkışta yer alan ring otobüslerle yaklaşık otuz dakika içerisinde şehrin merkezine erişim sağlayabilirsiniz. Otobüsten iner inmez şehrin kendine özgü büyüleyici havası ile etkilenmemek mümkün değil. Edinburgh veya yerli halkın söylemiyle “Edinbra” çok büyük bir şehir olmadığı için birçok gezi rotası yürüme mesafesinde. Otobüsten iner inmez çevrenizde taş binaları, yemyeşil parkları, çok şık alışveriş dükkanlarının süslediği caddeleri ve cafeleri görebilirsiniz. Üye olduğu klana has eteğini giymiş olan bir İskoç’un çaldığı gayda sesleri kaplar her yeri. Kalacağınız oteli şehir merkezinde seçmenizde fayda var zira bu güzel şehirden bir an olsun odanıza dönmek istemeyeceksiniz. Yeni bir şehri gezmeye başlamadan önce size zaman kazandıracak iki yöntem her zaman işe yarayacaktır. Öncelikle bir turizm danışma bürosuna gidin ve ihtiyaç duyacağınız şehir haritası, broşürler ve farklı tur şirketlerinin çevre gezi alternatiflerini değerlendirebileceğiniz bilgileri edinin. Sonrasında şehri ve önemli noktaların yerleşimini daha iyi anlamak ve bir anlamda hızlandırılmış bir gezi olması açısından mutlaka bir otobüs ile “hop on hop off” şehir turuna katılabilir ve bu turlarda önemli noktalar hakkında çok güzel ön bilgiler edinebilirsiniz. Artık Edinburgh’un eşsiz güzelliklerini damarlarınızda hissetmeye hazırsınız.
Şehrin en turistik caddesi olan Royal Mile’a, Waverley Tren istasyonunu arkanıza alarak güzel binalarla süslenmiş ve hafif bir yokuş olan Cockbury Street’i gezerek çıkabilirsiniz. Bu cadde herkesin damak zevkine hitap edebilecek harika restoranlarla kaplı. Size düşen tek şey seçmek olacaktır. İtalyan, Meksika, İspanyol, Hint, hatta Türk mutfağını bulabilirsiniz. Restoran ve kafeler rengarenk kaplanmış görünüşleriyle dışarıdan ayrı bir güzel. Royal Mile’ın bir ucunda eşsiz Edinburgh kalesi, diğer ucunda da İskoçya kraliyet ailesinin resmi konutu olan Holyroodhouse sarayı yer alır. Uçtan uca bu caddeyi saatlerce gezmek isteyeceksiniz. Yol boyunca yer alan hediyelik eşya dükkanlarını, viski üretim ve tadım merkezlerini, müzeleri ve eski kiliseleri görüp, yorulduğunuzu hissettiğiniz an güzel bir kafeye oturup kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Royal Mile o kadar canlı bir cadde ki ker bir köşede sokak gösterileri, ressamlar, müzik performansları bulabilirsiniz. Edinburgh kalesini mutlaka görün, içerisinde meraklıları için sizi geçmişe götürecek farklı müze alternatifleri bulabilirsiniz. Kaleden şehrin manzarası ise muhteşem. Sabah açılışına denk gelirseniz bir rutin olarak yapılan askeri töreni ve İskoç askerlerini görebilirsiniz. Kaleyi ziyaret ettikten sonra Holyroodhouse sarayına doğru mutlaka yürüyün. Coğrafi yapısı nedeniyle ülkede İskoçya’nın yürümek için yaratıldığını söylüyorlar, siz de tadını çıkarın ve keşfedin. Yol üstünde yer yer gördüğünüz ara kapılardan merak ettiğiniz an çekinmeden girin, her an eşsiz, küçük bir gizli parkın güzelliğiyle karşı karşıya gelebilirsiniz. Sarayın hemen arkasında Arthur’s Seat yer alır. Yükseklik korkunuz yok ise, yavaş yavaş bir patikayı tırmanarak şehrin her yerini görebileceğiniz bir tepeye çıkarsınız. Yürümekten yorulmadıysanız ve biraz da alışveriş diyorsanız rotanızı Princess Street’e çevirebilirsiniz. Bu cadde üzerinde birçok markanın mağazasını ziyaret edebilirsiniz. Adını yine caddeden alan Princess Street Gardens adlı park kendinizi çimlerin üzerine atmak ve dinlenmek için çok güzel bir alternatif. Yazın burada birçok kişi kendini güneşin tadını çıkarmak üzere çimlerin üzerine bırakır. Piknik yapanlar, koşan çocuklar, el ele sevgililer ile cıvıl cıvıl bir yer. Alışverişden sonra şehri çevreleyen en güzel tepelerden biri olan Carlton Hill’e çıkmanızı mutlaka öneririz, manzara olağanüstü. Gece fotoğrafı çekmekten hoşlanan gezginler için de güzel bir alternatiftir Edinburgh. Tripod ve makinanızı yanınızdan ayırmayın, Carlton Hill’de güneşin batışını izleyin ve harika fotoğraflar çekin. Bu şehirde gezerken zamanın bir farklı aktığını hissedeceksiniz. Tercihinize göre Edinburgh’u gezmek ve keyfini çıkarmak için 3 veya 4 günlük bir zaman ayırabilirsiniz.
İSKOÇ HIGHLANDERS BÖLGESİ ve ISLE OF SKY
İskoçya’ya seyahat ediyorsanız mutlaka görmeniz gereken bölgelerin başında geliyor Highlanders bölgesi. Edinburgh’dan rotanızı kuzeybatıya doğru çevirip yola düştüğünüzde içinizi bir heyecan kaplayacaktır. Glasgow şehrini geçtikten sonra öncelikle Lomond gölü ve Trossachs Milli Parkı’na ulaşırsınız. Bu bölge yemyeşil doğası, irili ufaklı gölleri ve çiçeklerle kaplı bahçeleri olan taş evleri ile muhteşemdir. Milli parkta hoş bir piknik veya kahve molası güzel bir seçim olacaktır. Bölgenin olağanüstü doğasından kopabilirseniz kuzeybatı yönünde ilerlemeye devam edin. Fort William ve Fort Augustus arası bölge İskoçya’nın meşhur irili ufaklı dağlarla çevrili Highlands bölgesidir. Bu bölgede dağların eteklerinde çok güzel yürüyüş parkurları yer alır ve gezinmek oldukça keyiflidir. Macera tutkunlarını daha yüksek doruklara doğru tırmanırken izleyebilirsiniz. Fort William bölgesinde yer alan Ben Nevis dağı kesinlikle görülmesi gereken bir durak. Teleferik ile tepeye çıkıp nefis manzaranın tadını çıkarın ve bol bol fotoğraf çekin. Koltuğunun altına bisikletini almış insanları gördüğünüzde sakın şaşırmayın. En tepeden bisikletinize binip yamaçlara doğru patika yollardan inebilirsiniz veya yukarıda yer alan cafede oturup kahvenizi yudumlayın. İskoçya’nın insanı en çok heyecanlandıran miraslarının başında gelir kaleler. İrili ufaklı, mistik, buram buram asalet ve yaşanmışlık kokan yerlerdir. Biraz daha yukarıya doğru ilerlediğinizde Dornie’de yer alan Eliean Donan Kalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir kültürel mirasdır. Duich gölünün yanında yer alır ve İskoçya’nın geçmişine bir yolculuk yaptırır insana. Günün sonuna geldiğinizde dinlenmek ve konaklamak için Isle of Sky adasının girişinde yer alan Kyleakin iyi bir alternatif. Geceyi geçirmek için mutlaka B&B adı altında yatak ve kahvaltı hizmeti veren küçük evleri tercih edin. Bir İskoç ailesinin evine konuk olmak, gece boyunca sohbet etmek ve yöresel ev yemeklerini keşfetmek gerçekten çok güzel bir deneyim olacaktır. Belki yıllar boyu sürecek bir dostluğun da temelleri olabilir. İskoç halkı tarihin kendine bıraktığı kültürel ve doğa mirasına çok iyi sahip çıktığı için tüm yerleşim alanları tertemiz ve bakımlıdır. Küçük çaplı konaklama işletmeleri dışında bulabileceğiniz büyük tesisler çok sınırlıdır. Gece fotğrfaı çekmekten hoşlanıyorsanız Kyleakin gölünün çevresindeki ışıklandırmalar sizi mest edecektir. Ertesi gün Isle of Sky’ı keşfetme zamanı. Bu coğrafya da İskoçya’nın batısında kuzeye doğru yerleşmiş adalardan oluşur. Adanın çevresini kaplayan liman şehirleri çok güzeldir. Portree mutlaka uğramanız gereken bir küçük kasaba. Limana doğru rengarenk evleri ile tam bir görsel şölen yaşatacaktır. Ana meydanda kurulmuş olan tezgahlardaki çeşit çeşit taptaze ekmeklerin tadına bakın. Kahverengi renkteki ırmakların deniz ile buluştuğu yüksek tepelerden deniz manzarası izlerken tertemiz havayı içinize çekin. Bu bölgenin sıklıkla yağmur aldığını aklınızdan çıkarmadan yanınıza mutlaka yağmurluk ve şemsiye alın, güneşli hava kandırmasın sizi. Gün boyu gezeceğiniz adanın size sunduğu görsel şöleni aklınızdan hiç çıkarmak istemeyeceksiniz. Geceyi geçirmek için tercih edebileceğiniz bölge Drumnadrochit olmalı. Bu bölgede evlerin çoğu yüzyıllık ve çok bakımlı, ağaçlar olabildiğince yaşlı ve korunmuş. Yerel bir İskoç pubını ziyaret etme vaktidir. Bu bölgenin hayvancılığı meşhur olduğu için mutlaka bir et tabağı seçin alternatifler arasından. Yerel bir lezzet olan Haggis’i mutlaka deneyin. Ertesi gün uyandığınızda şanslı iseniz pırıl pırıl bir güneş sizi bekliyor olacak, veya yağmur sesleri altında güne başlamanın keyfi bir ayrı. Rotanızı doğuya çevirin ve Inverness bölgesine doğru yol alın. Yavaş yavaş canavarın peşine düşmeye hazırsınız. İskoçya’nın en meşhur kahramanlarından biri de Ness gölü canavarıdır. Göle ulaştığınızda kendisini aramaya çıkacağınız bir tura katılıp bu heyecanı deneyimlemiş insanlardan biri olabilirsiniz. Görebilirseniz ne mutlu size, göremeseniz de nehrin kenarında yer alan Urqhuart kalesini ziyaret etmiş olmak da size iyi gelecektir. Inverness yakınlarında geçmişte yaşanan en sert yüz yüze savaşlardan biri olan Culloden savaşının yapıldığı alanı gezebilirsiniz. Edinburgh’a dönüş yoluna geçtiğinizde Pitlochry kasabasında mutlaka bir mola verin. Oldukça şirin olan bu kasabanın yanında yer alan büyülü ormanın içerisine girip kendinizi kaybedebilirsiniz. Edinburgh’a girmeden önce geçeceğiniz Forth Road köprüsü de görülmeye değer.
“İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar halbuki yaşamadıkça ihtiyarlar” der bir İskoç atasözü. Yaşamanın keyfini iliklerinize kadar hissetmek için İskoçya’yı keşfetme zamanı. Geriye döndüğünüzde yaşadıklarınız bir ömür boyu hafızalarınızdan silinmeyecektir.
YAPMADAN DÖNMEYİN
Edinburgh askeri bando gösterisini izleyin
Edinburgh’da Royal Mile’deki kafelerin tadını çıkarın
Edinburgh Carlton Hill’den gün batımında nefis şehir manzarasını izleyin
Edinburgh’da Princess Street Garden’de çimlere uzanıp güneşin keyfini çıkarın
Glasgow’da sanat galerilerini ziyaret edin
İskoçya’ya ait ulusal bir yemek olan haggis’i tadın
Highlanders bölgesinde dağlarda yürüyüş yapın ve yöresel Highland oyunlarını izleyin
Loch Ness gölünde canavarın izini sürün
Muhteşem İskoç kalelerini ziyaret edin
Yöresel viski tadım turlarına katılın
Ben Nevis dağına tırmanın, heyecana meraklı iseniz zirveden eteklere bisiklet turu yapın
Loch Lomond ve Trossachs milli parkını ziyaret edin
Isle of Sky adasında liman şehirlerini keşfedin, lezzetli deniz ürünlerini tadın
St Andrews’da golf oyunlarını izleyin




Yorumlar