İrlanda

Ahmet Yagci
25 Ağu 2022
7 dakikada okunur

Orta sert esen bir rüzgarla taşlık bir kaldırımda yürürken ayağınızın altında çıtır çıtır ezilen yaprakların mevsimidir sonbahar. Rengi kahverengi, kokusu islidir. Hüzün ve acılar yaralı kalplerde depreşir, kökü kuruyan aşkların yaprakları birer birer kopar dallarından. Yağmurun altında şemsiyesiz yürümek ister insan. Islanmak ve tüm kederlerinden arınmak, üzerindeki tüm acıları toprağa salıvermek, yenilenmek ister.

Güz mevsimi karşıladığımız bugünlerde yeşilin kahverengiye çaldığı renkleri fotoğraflamak, saçlarınızın ardından esen bir rüzgar ile doğayı keşfetmek ve ince ince yağan yağmurun altında toprak kokusunu içine çekmek isteyen gezginler için mükemmel bir sonbahar rotasıdır İrlanda. Avrupa’nın en kuzey batısında yer alan ve doğal güzellikleri ile kesinlikle görülmeye değer ve yazın hemen ardından Eylül ile Kasım ayları arasında havanın tonu kış soğuğuna çalmadan gitmek mükemmel bir zamanlama olacaktır. Kızıl saçlı, çilli, mavi gözlü, beyaz ten ve uzun boylu insanların ülkesidir İrlanda. Tarihleri incelendiğinde çok acılar çektiği görülen bu ülkenin insanları da sonbaharın hüznü ile özdeşleşmiştir adeta. Tarih boyunca süre gelen acıların etkisi midir bilinmez ülkenin insanları son derece güler yüzlü, sıcak ve yardımseverdir.

Gökyüzünden gri bulutlar eksik olmaz. Yaz veya kış, 5 dk veya 1 gün , sıcak veya soğuk fark etmeksizin neredeyse hergün yağan yağmur nedeniyle giderken yanınıza mutlaka bir yağmurluk almanızda fayda olacaktır. İrlanda’da Avrupa’nın en çok yağış alan ülkelerinden biri olduğu için olsa gerek ülkenin geneli yemyeşil ve doğal güzellikler, manzaralar ile kaplıdır. Yağmur ülke insanları için günlük hayatın o kadar bir parçası olmuştur ki esprilere konu olmuştur. ”İrlanda’da hava hep yağmurludur. Peki hava açtığı zaman ne olur ? Evet, bildiniz, yine yağmur yağar !”

DUBLİN

İrlanda’yı gezmeye ülkenin başkenti Dublin’den başlıyoruz. Dublin deyince ilk aklımıza gelenler müzik, alkol ve edebiyattır. İrlanda müziği Enya, The Corrs, Sinead O’Connor, The Cranberries, U2 gibi dünya genelinde gruplar ve müzisyenler çıkarmıştır. Bununla birlikte ülke genelinde yaygın olan bir pub kültürü vardır. Irish Pub olarak bildiğimiz ve dünyanın dört bir yanına da yayılmış olan bu rengarenk sevimli eğlence mekanları gece gündüz fark etmez capcanlıdır. Dublin’de bir pub keyfini çıkarmak istiyorsanız meşhur kırmızı tabelalı pub olarak bilinen ve önünde sürekli fotoğraf çekilen birilerini görebileceğiniz Temple Bar’a gidebilirsiniz. Bu meşhur pub aynı zamanda bölgeye de adını vermiştir. Espri ile karışık İrlanda’da her evin altında bir pub olduğu söylense de Temple Bar bölgesinde farklı farklı birçok seçenek keyifli bir zaman geçirmek için sizi bekliyor. Geleneksel müzikleri de dinleyebileceğiniz ve İrlanda kültüründe önemli bir yer teşkil eden bu mekanlarda insanlar sadece bir şeyler içmekle kalmayıp, yemek yiyip en ateşli politik sohbetleri yapar ve maç izlerler.

İrlanda deyince akla gelen diğer bir şey de bira ve viski. Yıllardır İskoç ve İrlandalı’ların ilk önce kimin yaptığını tartışıp durduğu bu içkiyi sevenler için de doğru bir ülkedir. Yine Dublin’de yer alan Jameson Viski Tadım Merkezi’nde farklı seçeneklerin tadına bakabilirsiniz. Bununla birlikte diğer bir meşhur içecek de biradır. Ülkenin en ünlü markası olan Guinness birasını ve diğer birçok çeşidi bu publarda içebilirsiniz. Bira kültürüne meraklı iseniz şehrin içerisinde yer alan Guinness Bira Fabrika’sını ziyaret edebilirsiniz. Şehrin panaromik manzarasına sahip en üst katında yer alan pub da biranızı yudumlayarak manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Bununla birlikte Guinness Rekorlar Kitabı’nı herkes bilir, kitabın çıkış noktası İrlanda pub’larıdır aslında. Bu mekanlarda geç saatlere kadar alkol alan insanların yaptığı ateşli tartışmalar ve kavgaların önüne geçmek için her konunun “en”lerinin yazılı olacağı bir kaynak oluşturularak bu kavgaların önüne geçileceği düşünülmüş. İrlanda ayrıca yetiştirdiği yazarlar ile de meşhurdur. James Joyce, George Bernard Shaw, William Butler Yeats, Samuel Beckett, Seamus Heaney, Jonathan Swift ve Oscar Wilde bunların başında gelir. Edebiyata meraklı iseniz şehrin merkezinde olan ve dışarıda yağmurun hafifçe yağdığı bir günde sıcacık bir atmosferde Dublin Writers Museum’u ziyaret etmek çok keyifli olacaktır.

Liffey Nehri Dublin şehrini ortadan ikiye ayırır. Şehrin tam merkezinde ise hoş ve tarihi bi köprü olan Ha’penny Bridge yer alır. Köprünün her iki yakasında da gezebileceğiniz güzel caddeler, kafeler ve dükkanlar yer alır. Hop-on Hop-off diye adlandırılan üstü açık olan Sightseeing Dublin otobüsleri ile şehir merkezinin nerdeyse tamamını gezerek, önemli noktaları not edebilirsiniz. Bu otobüsler merkeze O’Connell Street üzerinden kalkıyor. Grafton Street ve Henry Street keyifle gezebileceğiniz ve alışveriş yapabileceğiniz en önemli caddelerin başında gelir. Yol boyunca cadde üzerinde birçok sokak şovu, geleneksel bir İrlanda enstrümanı olan Harp çalan bir müzisyen veya gitarları ile yüksek tonlarda canlı müzik yapan bir grup görebilirsiniz. St. Stephens Green Shopping Centre bu bölgede birçok alışverişi seçeneğini değerlendirebileceğiniz başlıca alışveriş merkezi. Dönerken İrlanda kültürüne ait yöresel hediyelik eşyalardan almak isterseniz şehrin birçok yerinde şubesi bulunan Carroll’s adlı mağazalar zincirine uğramadan geçmeyin. Yine şehrin merkezinde yer alan bir önemli yapı da Trinity College. İçerisinde yer alan kütüphane de oldukça güzel ve görülmesi gereken yerler listesinin içerisinde yer alıyor. Ayrıca Dublin’de vergi oranlarının düşük olması nedeniyle birçok çokuluslu önemli firmanın genel merkez ofisleri bulunuyor. Bunlardan başlıcaları Google, Facebook, Ebay ve Paypal. Şehir merkezinde gezmekten yorgun düştüğünüzde Temple Bar bölgesindeki pub ve restaurantlarda keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Patatesin İrlanda kültüründe önemli bir yeri var ve geleneksel yemeklerinde de sıklıkla kullanılan bir sebze. Sipariş edeceğiniz biranın yanında Fish&Chips güzel bir alternatif. Yanında bezelye veya patates püresi veya patates cipsleriyle servis ediliyor.

Dublin şehri göz alabildiğince yemyeşil ve rengarenk çiçeklerle kaplanmış parkları ile de ünlüdür. Özellikle sonbahar aylarında yeşilin kahverengi tonları ile buluştuğu bu parklarda yürüyüş yapmak çok hoş. Fotoğraf makinanızı da mutlaka yanınızda bulundurmalısınız bu renk şöleni için. Bu parklardan başlıcaları Phoenix Park ve St Stephen’s Green. Phoenix park Avrupa’nın en büyük parkı olarak da bilinir ve içerisinde insanların bisiklet bindiği, piknik yaptığı, yaz günlerinde güneşlendiği çok hoş bir yeşil alandır. Ayrıca çocuklu seyahat edecekseniz parkın içerisinde bir de hayvanat bahçesi bulunur. St Stephen’s Green parkı da çok hoş olup içerisinde küçük bir göl bulunmaktadır. Her iki parkta güz atmosferini yaşamak, ruhunuzu dinlendirmek ve doğa ile iç içe fotoğraflar çekmek için olağanüstü parklardır.

Dublin’de geleneksel gezi noktalarından farklı alternatifler de yer alır. Meraklı iseniz Glasnevin Mezarlığı sonbahar atmosferine yakışacak bir gezi durağı olabilir. Büyük ve görkemli bir alanda tarihi mezarların bulunduğu bir yerdir. Kilmainham Gaol olarak bilinen eski ve tarihi bir hapishane de günümüzde müze olarak gezebileceğiniz bir seçenektir. Son olarak eski görkemli dini yapılara meraklı iseniz dışında hoş bir park da bulunan Saint Patrick’s Cathedral’ini ziyaret etmeden dönmeyin. İrlandalı’lara özel dünyaca ünlü St Patrick’s Day de aslında dini bir gün olup genel olarak ülkede festival havasında geçer. Dublin sokakları her yılın 17 Mart günü yeşil ve turuncu renge bürünüp oldukça hoş bir atmosfer oluşturur.

Sonbaharda ziyaret edebileceğiniz çok güzel bir lokasyon olan Dublin’i gezmek ve keşfetmek için 2-3 gün ayırmanız yeterli olacaktır. Bununla birlikte İrlanda’ya gelip de sadece Dublin’i görmek olmaz. Seyahatinize 1-2 günlük bir ekleme yaparak Dublin’den kısa yolculuklar ile çok hoş çevre gezileri yapabilirsiniz. Bu gezileri yaparken gecelemek isterseniz İrlanda’da büyük oteller zincirine rastlamanız çok mümkün olmayacaktır. Birçok aile B&B denilen bir sistem ile gezginlere evini açmaktadır. Bu sistemde kalacağınız evde bir odada geceleyip, sabah kahvaltısını farklı bir kültürden kişilerle kahvenizi yudumlarken hoş bir sohbet içerisinde yapabilirsiniz. Bu gezi seçeneklerini sıra ile keşfetmeden önce birkaç yararlı bilgiyi unutmamakta da fayda olacaktır. İrlanda’da musluk suyu birçok noktada temiz olması nedeniyle içilebiliyor, prizler üçlü priz olup yanınıza mutlaka bir adaptör alın ve son olarak unutmayın trafik soldan akıyor.

LIMERICK

Dublin, İrlanda adasının en doğusunda yer alır. Doğudan batıya Galway’e doğru ilerlerken yol üstünde eski bir yerleşim merkezi olan bu kasabadan Shannon ırmağı geçer. Bu ırmağın üzerinde çok hoş bir köprü olan Thomond köprüsü bulunur ve yine burada King John kalesi ziyaret için güzel bir alternatif.

CLIFFS OF MOHER

İrlanda’nın en batısında ve Atlantik okyanusuna karşı dünyaca ünlü turistik bir mekan olan Moher sarp kayalıkları (cliff) yer alır. Okyanusun sert dalgalarının aşındırdığı bu kayalıkların kenarında yürüyüp eşsiz manzaranın keyfini çıkarın ve yüzlerce metre yükseklikteki kayalıklardan bolca fotoğraf çekin.

DOOLIN

Cliffs of Moher bölgesine yakın Doolin ve çevresinde ziyaret edebileceğiniz çok güzel kasabalar ve görsel mekanlar yer alır. Atlantik okyanusuna karşı uzanın ve sörf yapanları izleyin. Yol üstü duraklarda kahve içerek dinlenin.

WICKLOW DAĞLARI MİLLİ PARKI

İrlanda’nın batısında ve Dublin’in güney kesiminde yer alan bu şehir aynı zamanda bölgeye de ismini vermiştir. Bu bölgede Wicklow dağları milli parkını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Çok hoş bir doğa parkıdır ve aynı zamanda yemyeşil dağ yamaçlarında yürüyüş yapabilirsiniz. Doğa yürüyüşü yapmayı planlıyorsanız yanınıza mutlaka su geçirmeyen sağlam bir spor ayakkabısı alın.

SALLY GAP

Braveheart filmini izlediyseniz gözünüzü kapatın ve meşhur savaş sahnesinin çekildiği alanı zihninizde canlandırın. Sally Gap işte tam burası. Ayrıca P.S. I Love You filminin de bazı sahneleri de yine muhteşem doğası olan bu bölgede çekilmiş.

AVOCA

Wicklow yolu üzerinde yer alan bu şirin kasabada meşhur Atlı Karavan’lardan kiralayabilirsiniz. Hatta bu karavanlarda geceleme yapmanızı da mümkün kılan seçenekler yer alıyor. Ayırca meşhur Fitzgerald’s restaurantında mola verip yöresel yemekler yiyebilirsiniz.

GLENDALOUGH KEŞİŞ YERLEŞKESİ

Bu bölgenin tarihte çok eskiye dayanan bir geçmişi olup, yıllar önce yaşamış bir keşişin evi ve çevresinde çok hoş bir göl ve orman bulunmaktadır.

YAPMADAN DÖNMEYİN

Dublin’de hop-on-hop-off gezi otobüzleri ile şehri baştan aşağıya turlayın
Dublin’in muhteşem parklarının tadını çıkarın
Temple Bar’da İrlanda müziği dinleyin
İrlanda’nın en popüler bira şirketi ve fabrikası olan Guiness’i mutlaka ziyaret edin
Trinity Colleague ve Kütüphanesini gezin
Tarihi bir hapishane olan Kilmainham Gaol müzesini ziyaret edin
Dublin Yazarlar Müzesini gezin
Grafton ve O’Connell caddelerinde yürüyün, alışveriş yapın
Dünya’nın meşhur viski markalarından Jameson’ın fabrikasını ziyaret edin
Dünyanın en güzel yeşil alanlarından biri olan Wicklow dağları ve milli parkını gezin
Braveheart ve PS I Love You gibi filmlerin çekildiği Sally Gap vadisini keşfedin
Avoca’da meşhur İrlanda atlı karavanı ile gezin
Limerick’de Shannon nehri kıyısında King John’s kalesini ziyaret edin
Clare’de Atlantik okyanusunda sörf yapın
Avrupa’nın en batısına Aran adaların tur yapın
Galway şehrini gezin
Dünyanın en güzel doğal yapılarından biri olan Cliffs of Moher’i gezin